TERS AÇI

Apartman çok karanlık görünüyor. Elektrikler mi kesildi acaba. Yok kesilmemiş, iyi bari asansörsüz çıkmak ölüm olurdu beşinci kata.
E bu kadın gelmedi mi daha eve, niye açmıyor kapıyı. Anahtarım var mı ki benim? Hıh, koymuş çantaya. Bugün günlerden ne? Çarşamba. Pazara gitmiştir kesin. Ama hava karıyor, bu saate kadar ne pazarı yapıyor bu kadın? Ah şu alışveriş, kör ediyor hepsini. Mutfakta yemek vardır inşallah.
***
Saat kaç oldu yahu, uyuyakalmışım koltukta. Aysellllll! Saat kaç?
Daha gelmemiş mi? İnanamıyorum! Nereye takıldı yahu bu? Annesine mi gitti acaba? Üff şimdi akşam akşam aratacak bana kayınvalideyi. Ne zamandır da aramadım zaten.
“Anne, nasılsınız Ekrem ben”
“İyiyim ben de teşekkür ederim, sağlık sıhhat?”
“İyi iyi, maşallah. Ben Aysel’i soracaktım, size mi uğradı acaba?”
“Öyle mi, Allah Allah. Nerde olabilir ki? Neyse, bulurum ben onu. Cep telefonundan ulaşırım. Nasılsa sizdedir diye, hem de sesinizi duyayım hal hatır sorayım istedim, ondan doğrudan sizi aramıştım”
“Haklısınız, baya da geç olmuş. Pazara gidecekti arkadaşlarıyla, herhalde alışverişe daldı”
“Merak etmeyin, ben haber veririm size, iyi geceler, ellerinizden öpüyorum”
***
Cebi kapalı. Kimi arasam ki? Arkadaşlarını arayayım diyeceğim ama hiçbirini tanımıyorum ki doğru düzgün. Bir Fatma Hanım vardı hep bahsettiği, geçen düğüne de beraber gitmişlerdi. Onun numarasını nerden bulurum acaba? Saat de nerdeyse dokuz olmuş. Hay Allah, merak ettim bak şimdi. Hiç bu kadar geç kalmazdı, bir yere takılacaksa da telefonla arayıp haber verirdi ben işten çıkmadan.
***
Pencere kenarında hep oturduğu koltuğun kenarında kitapları dururdu Aysel’in. Dağınık kadın, kitapları, gazeteler, dergiler, telefon defteri kesin hepsi o koltuğun yanında veya koltuğun yanındaki pencerenin pervazındadır.
Bu kağıt da nesi? Adım yazıyor üzerinde. Aysel’in yazısı mı bu?
“Ekrem, artık ben de seni sevmiyorum. Elveda.”

Hiç yorum yok: