Binanın bir yerinden bir kızın hıçkırıkları geliyor. Arada kesilen, sonra ciğerine doldurduğu nefes kadar tekrar yükselen kesik kesik, bastırılmaya çalışılan ama taşan gözyaşları üst kata bu acı sesle çıkıyor. Öyle ki, bastırmaya çalışmasına rağmen odada dinlediğim müziğin altından duyulabiliyor. Aslında bomboş bir arsada olsa hiç duymadığı sesinin çığlık çığlığa çıkması, boğazı yırtılırcasına bağırması lazım. Yüzüne bastırdığı yastık bu konuda ona yardımcı olmayacaktır. Arada nefes almaya çalışıyor, sonra bir sessizlik oluyor ve yine başlıyor aynı ince tınıyla. Şikayet etmeyeceğim gibi gözlerim de doluyor. Kaç defa onlar da benim seslerimi dinlediler.
***
Sus artık, üzülme. Değmiyor hiç kimse veya hiçbir şey döktüğün gözyaşlarına. Sadece sen boşalıyorsun. Acını dökebiliyorsan damlaların ucunda, ne mutlu sana, o zaman ağla, hepsini kus. Dökemiyorsan, sadece yüzün gözün şişecek.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder